Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz.
Satürn ve Elmas ( İçinizdeki Cevher ) - Yazdırılabilir Sürüm

+- Türkiye'nin en büyük astroloji platformuna hoş geldiniz. (http://www.astrosohbet.com/forum)
+-- Forum: ASTROLOJİ (/forumdisplay.php?fid=13)
+--- Forum: GEZEGENLER (/forumdisplay.php?fid=28)
+---- Forum: Satürn (/forumdisplay.php?fid=75)
+---- Konu: Satürn ve Elmas ( İçinizdeki Cevher ) (/showthread.php?tid=3660)



Satürn ve Elmas ( İçinizdeki Cevher ) - astrosohbet - 04-06-2010 05:02 AM

Önce şu alıntıyı paylaşmak istiyorum , Ufuk Karataş isimli muhtemelen Kimya Öğretmeni olan bir kişinin yazısından alıntıdır ;

Aynı atomlardan meydana gelmesine rağmen kömür değersiz ve kıymetsizdir. Ondan uzak durmaya çalışırız. Fakat elmas çok kıymetli değerli bir madendir. Kralların tahtında, tacında yer almıştır.
Elması değerli ve kıymetli yapan nedir?
İlk aklımıza: gelenler: az bulunması, çok sert olması, parlak olması, görüntüsünün güzel olması… şeklinde sayılabilir. Her bir özelliği tek olarak taşıyan maddeler var ama elmas bu özelliklerin hepsini tek başına sahiptir ve onun için kıymetlidir.

İnsanın aklına gelen bir diğer soru da: “Her ikisi de yerin altında oluşmasına, her ikisi de aynı atomlardan meydana gelmiş olmasına rağmen neden biri kömür diğeri elmas?” tır.
Elması, elmas yapan bulunduğu ortamın şartlarıdır. Kömüre göre elmas çok daha yüksek basınç ve sıcaklıkta meydana gelir. Elmasın bulunduğu ortamın şartları çok zordur. Kolay değil sonunda elmas olacak. Baş tacı yapılmanın elbette bir bedeli olacak. O zor şartlarda (yüksek basınç ve sıcaklıkta) karbon atomları yapılması gerekeni yapmış ve elmas olmuştur.
Kömür ise yerin altında olmasına rağmen hiçbir zaman elmas gibi zor şartlara yüksek basınç ve sıcaklığa maruz kalmamıştır. Elmasa göre daha rahat bir ortamda çakırkeyif bir hayat sürmüştür. Elmas kadar olgunlaşamamış ve ona verilen değerde hiçbir zaman elmas kadar olmamıştır. Her ikisinin de aynı atomlardan meydana gelmiş olması kömürü yanmaktan kurtaramamıştır.
Peki zor şartlar altında olmak elmasa ne kazandırmıştır?
Yüksek basınç ve sıcaklıkta karbon atomları dağılmamak, bozulmamak, kaybolmamak, varlıklarını devam ettirebilmek için bir birlerine olabildiğince yaklaşmış, aralarındaki mesafeleri kaldırmış, sımsıkı bağlarla bağlanmışlardır. Bir karbon atomu dört tane karbon atomunu tutarken kendisi de dört tane karbon atomu tarafından tutulmuştur. Aralarındaki bu dayanışma ile varlıklarını muhafaza edebilmişlerdir. Kömürde ise atomlar bir birleri ile dört bağ yapabilecekleri halde en fazla üç bağ yapmış, aralarına mesafeler koymuşlardır. Gösterdikleri gevşeklik de sonlarını hazırlamıştır.
Kömürü meydana getiren atomlar basit bir darbe ile dağılır, parçalanır. Elması ise kırmak, bölmek, parçalamak imkânsız değildir ama kolay da değildir. Yani atomları arasındaki bağı kırmak ondan bir atomu kopartmak kolay değildir.
Şuursuz atomlar bir araya gelip sımsıkı bağlandığında kıymetli olur da insanlar bir araya gelip sımsıkı bağlanırsa oluşan toplum kıymetli olmaz mı? Elbette olur. Hem de elmastan daha kıymetli olur.
Kömür ve elmastaki anlatılanlar insanlara ne kadar da çok benziyor değil mi?

-------

Ders Notları bölümünde yanılmıyorsam Satürn-Jüpiter derslerinde bu elmas-kömür örneğinden söz etmiştim.

Her ikiside Karbon atomundan oluşuyor yani aynı kimyaya sahipler ancak kömürde karbon atomlarının daha gevşek bir dizilim yaptığını , elmasta ise karbon atomlarının birbirine sımsıkı kenetlendiğini görüyoruz.

burada kömür - elmas farklılığını Satürün DARALTMA Prensibiyle açıklayabiliriz.
elmas , kömüre oranla çok daha fazla basınca ve sıcaklığa ( zorluğa ) mâruz kalmaktadır ama zamanla baş tacı edilmektedir..
kömürün yapısında ki gevşek dizilim ise kömürün yanmasıyla sonuçlanmaktadır. gezegenlerin sizlere verdiği süreçleri ve sonuçları değerlendirirken birde bu cepheden bakmanızı öneririm çünkü karşılaştığınız zorluklar herşeyin bitişi ve hayatınızın kötü olması için değil , hayatınızda bir şeyleri elmaslaştırmanız içindir..

nasıl ki tabiatta elmas daha nâdir bulunur ve daha değerlidir , biz insanlar arasında da baş tacı edilen insanlar büyük kalabalıkların aksine oldukça az sayıdadır.
oysa büyük kalabalıkların hayallerinde zenginlik , başarı , güç , popülerite gibi kavramlar yatmaktadır.
ve o büyük kalabalıklarında kimyasında başarılı olanlarla aynı malzeme bulunmaktadır.
bakınız Yaratıcı elmasla kömür arasında ki farkı ortaya koyarken bize bir şeyler fısıldıyor gibidir.. istisnasız 6 milyar küsür her insanın doğum haritasında ( temel kimyasında ) Satürn vardır..
istisnâsız herkes yaşadığı sürece Satürnün zorlayıcı basıncına mâruz kalmaktadır..
ama bazıları elmas gibi baş tacı olurken , büyük çoğunluğun kaderi yanmaktan geçer..

herkesin temel kimyası aynı olduğuna göre , niçin bazı insalar kendilerini elmas gibi değerli hâle getirebiliyorken , büyük çoğunluk kömür gibi yanmaktan kurtulamıyor ?

galiba yanıt yine en başından beri vurguladığımız elması elmas yapan atomlarının sımsıkı birliğinde yatmakta..
ve galiba bu sımsıkı birliğin sebebide , yüksek basınç ve sıcaklığa ( zorluklara ) mâruz kalıp dayanmakla alakalı..

Prensip çok net ve hiç karmaşık değil ;

Ne kadar zorlukla karşılaşsanda , zamanla ve çabayla tüm engelleri aşarak içindeki cevheri ortaya çıkarabilirsin..

bu prensipe göre içinde bulunduğun zorluklar ( sermayenin olmayışı yada seni destekleyenlerin olmayışı vb.) senin kömürmü yoksa elmasmı olacağını belirleyecek etkenlerdir..

bizler ya kömür gibi zorlayıcı basınç ve sıcaklıktan kaçınarak sonu yanmak olan bir kadere doğru yürüyeceğiz yada ne kadar basınç ve sıcaklıkla ( zorlukla ) karşılaşırsak karşılaşalım içimizdeki cevherin ortaya çıkması için kararlılık göstereceğiz..
seçim tamamen bize aittir , ne olacağımız yada ne olmayacağımız tamamen bizim sorumluluğumuzdadır..

Şimdi içimizdeki Satürn Cevherini farketmek ve ortaya çıkarmak zamanı..

Şimdi hayatımızda bizi zorlayan her ne varsa bu zorluklara tebessüm edip , tüm güçlerimizi ( fiziksel , zihinsel , ruhsal vb.) birbirine sımsıkı bağlama zamanı..

Şimdi toplumsal olarak birbirimize sımsıkı kenetlenme zamanı..


RE: Satürn ve Elmas ( İçinizdeki Cevher ) - gullusutcu - 04-06-2010 03:38 PM

Son Randevu

Satürn, Başak Burcu’na geri dönüyor. 30 Ekim 2009 ‘da Terazi Burcu’na geçen Satürn, 8 Nisan 2010’da kısa bir süreliğine, 27 yılda tekrar döneceği Başak Burcu’na girecek. Bu kısa süre içinde ayrıca önemli bir buluşması var; bu buluşma, Uranüs’le gergin bir randevu. İki gezegen daha sonra öncü burçlara geçerek görüşmelerine devam edecekler. Ancak Başak –Balık aksı onların değişken burçlardaki son görüşmesi olacak. Bu açıdan 2008 yılının Kasım ayından bu yana devam eden bir dönemin sonu olarak yorumlayabiliriz bu zamanı. Kasım 2008- Mayıs 2010 arasındaki gergin dönem, statü ve geleneksel kuralların aniden yıkılarak sürpriz bir şekilde değiştiği bir dönemi temsil ediyor. Olumlu anlamda yıpranmış ve eskimiş olanın değişmesi, olumsuz anlamda bunun zorbalıkla yapılmaya çalışılması durumun gerginliğini anlamak için ipucu verebilir. Her halükarda sosyal bilincin değiştiğini söyleyebiliriz. Gerçeği arama yöntemimiz değişti, farklılıklara daha esnek bir yaklaşım geliştirmiş olabiliriz. Olumsuz anlamda ise duygulardan kopuk, daha otoriter yaklaşımlar içine girmiş olabiliriz. Bunun sonucunda ideolojik katılıktan bahsetmek mümkün. İşte 2008 -2010 yılının en genel anlamda özeti böyleyken, şimdi son kez bu iki gezegenin Nisan ayının sonlarında Başak-Balık aksında buluşması acaba nasıl bir sonuç getirecek?






Mart ayının ortalarında olan yeniay ve ayın sonundaki dolunay zaten ilişkiler alanında süregelen çatışmaları ve uyum ihtiyacını vurgulamıştı; şimdi Nisan ayı bu açıdan Satürn –Uranüs gerginliğiyle, yapının temel kaidesinde ortaya çıkan çatlakları gerçekçi bir şekilde fark etmek ve kabullenmek adına çok önemli bir sonuç ulaştırabilir. Eğer şimdi bu değişim esnek ve gerçekçi bir şekilde değerlendirilmezse ve pratik bir adım atılmazsa, o zaman öncü burçlardaki buluşmanın (Temmuz sonu) gerginliği çok yıpratıcı ve beklenmedik ölçüde yıkıcı olabilir. Bu yorum, hem dünya astrolojisinde bu şekilde yorumlanabilir, hem de kendi özel ilişkilerimizde veya otorite konumuyla olan ikili ilişkilerimizde aynı şekilde yorumlanabilir. Değişimin gerekliliğini fark etme ve buna uygun olan gerçekçi adımı atma zamanı şimdi. Nisan ayının sonu ve Mayıs ayının başıdır. Temmuz ayının sonu ise bu değişimin üzerine yeni bir başlangıç yapma zamanı olmalıdır.




İkili ilişkiler açısından son derece gergin bir dönemin içindeyiz diyebiliriz. Özellikle yıpranan ilişkiler, değişmesi gereken ilişkiler ve ben-biz çatışmasının yaşandığı ilişkiler bu dönemi büyük stres altında ve huzursuzluk içinde geçirecektir.


2008 yılının Kasım ayından bu yana dış dünyadaki eski statü arayışınızdan sıyrılıp, kendi içinizdeki otoriteye dikkat etmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Bu süre içinde kendi bütünlüğünüz ve gerçekliğiniz için dış dünyadaki hedeflerinizde ne gibi bir değişim yaptınız? Bu ideallere ulaşabilmek için atmanız gereken o küçük adımı attınız mı? Yoksa tüm bu değişiklikler için hala otoriteyi ve sistemimi suçluyorsunuz? Başkaldırma ve değişim sorumluluğunu üstlendiniz mi? Yoksa bunu da bir başkasının üstüne mi yıkacaksınız? Kısacası, bu süreç içinde ne kadar büyüdünüz? Çünkü Temmuz ayının sonunda artık harekete geçme zamanı geliyor. Seçim yapmak, taraf olmak ve kendinizi ortaya koyup yeni bir başlangıç yapma zamanı geliyor. Eğer hala gerçeklerden kaçıyorsanız, Temmuz ayında bunun bedeli kontrolünüzden tamamen çıkmış bir biçimde önünüze gelebilir. Bu bedeli ödemeye hazır olup olmadığınızı kendinize şimdi sorun, hala değişim için vaktiniz var.




Yazan Meltem Ersoy 5 Nisan 2010


Cvp: Satürn ve Elmas ( serap ) - Schatz - 04-16-2010 11:40 PM

' pid=' dateline= Yazılan:Benim satürnün durumuyla ilgili yorum almam mümkünmü

Yükselenin doğru ise ..

Satrün 2 ev akrep burcunda..

Ayrıca pluto ile kavuşum halinde..

Çalışarak kazandığın maddi kaynaklar konusunda..

Anni dönüşümler...

Beklenmedik giderler...

Beklenmedik gelirler...

Yaşlı bir insanla çalışma...

Akrep karekterinde bir insandan yada bu tip bir işten gelir..

sağlama..

İçe dönük yapı ...

güneşin iyiki yay gülücük

Saklı süreçte doğduğun için seni en çok sınayan konu parasal ve sevgi konuları olmuş olabilir..

şimdilik bu kadar